Zonguldak Esnaf Odaları Birliği ve Ticaret İl Müdürlüğü tarafından ‘Ahilik’ haftası nedeniyle Valilik binası önünde tören düzenlendi. 

Törene; Zonguldak Vali Yardımcısı Mehmet Türk, Esnaf Odaları Birliği Başkanı Muharrem Coşkun, Ticaret İl Müdürü İsmail Maden, İl Müftüsü Aşur Durgun ve protokol üyeleri katıldı. Yağmur yağışı nedeni ile program kapalı alanda devam etti. Öte yandan yılın Ahisi ise 60 yıllık lokantacı Ali Ketenci oldu. Yılın kalfası Eren Kara Üzüm, yılın çırağı Hayrettin Altun oldu. 
Ardından Esnaf Odaları Birliği ve Ticaret İl Müdürlüğü tarafından yılın ahisine, yılın kalfasına ve yılın çırağına hediyeler takdim edildi.

COŞKUN’DAN AHİLİK HAFTASI KONUŞMASI

Esnaf Odaları Birliği Başkanı Muharrem Coşkun konuşmasında; “Günümüzde “Ahilik” esnafa özgü bir kavram olarak algılanmakta, Ahilik denilince esnaf, esnaf denilince de Ahilik akla gelmektedir. Ancak, bu kavramın günümüze ve geleceğe ışık tutan daha derin ve geniş anlamı da vardır.
Ahilik, kelime olarak kardeş, eli açık, konuksever ve yiğit anlamlarına gelmektedir. Ahilik teşkilatı ise, Türkler arasında gelişip yaygınlaşan, sanatta, ticarette dayanışma ve yardımlaşmayı esas alan sosyo-ekonomik bir kurumdur. Ahilik, hem dünya ve hem de ahireti birlikte düşünen bir anlayışa sahiptir. Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalış hadisi de bu görüşü desteklemektedir. Ahilikte ekonomi bir araçtır ve bu aracın amaç haline getirilmesine izin verilmez. Sadece mal, servet ve kazanç için çalışmak hiçbir zaman kendi başına bir anlam taşımaz. Para kazanmak amaç haline gelirse amaç olan ahlaki değerler de araç haline gelir ki bu son derece ahlaki olmayan bir dünya görüşüne temel teşkil eder. Gerek Ahilik üzerinde yazılmış çeşitli eserler ve gerekse bu düşünce ve yaşayış biçimini benimsemiş olanların bize yansıyan sözlerinden, Ahilerin genel özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz.
- Doğruluktan ayrılmamak
- Cömert olmak
- Alçak gönüllü olmak
- İyi huylarını geliştirmek
- Kendisini halka adamak
- Misafirlerini sevmek
- İnsanlara nasihat ederek onları iyi yola yöneltmek
- Kudreti varken suçluyu affetmek
- Bir sanat veya iş sahibi olmak
- Dindar olmak
- Utanma duygusuna sahip olmak
- Hile yapmamak
- Yalan söylememek, kusur aramamak
- Dedikodu yapmamak, kusurları örtmek
- Zina yapmamak
- Kimseye karşı düşmanlık ve kin duymamak.
 Ahilikte eğitim sisteminin özelliklerini sıralayacak olursak;
1- İnsanı bütün olarak ele almışlar, ona yalnız mesleki bilgi değil, dini, ahlaki ve içtimai bilgileri de vermeyi prensip haline getirmişlerdir.
2- Teşkilata üye olmak için yalnız ilgili meslekten olma şartı aramamışlar, Ahilik ahlakına uymayı kabul eden herkesi üyeliğe almışlar.
3- İş başında yapılan eğitimin, iş dışında yapılan eğitimle bütünleşmesini sağlamışlardır.
4- Üyelerin en yetkili ilim adamlarında ders alarak her yönüyle yetişmelerini sağlamaya çalışmışlardır.
5- Köylere kadar varan geniş bir teşkilat kurmuşlardır.
6- Eğitimden, herkesin ücretsiz olarak faydalanmasını sağlamışlardır.
7- Eğitimi, belirli bir noktada kesmeyip ömür boyunca devam ettirilecek bir faaliyet olarak düşünmüşlerdir.
Ahi birliklerinde mesleki eğitimle genel eğitim ve sosyal hayat iç içedir.Ahilikte yamak, çırak, kalfa ve usta olarak meydana gelen mesleki hiyerarşi, sanat ve meslekte gelişmenin ve yükselmenin de bir gereğidir” dedi. 

MADEN;”AHİLİK KUTLAMALARI, TİCARET AHLAKININ YAŞAMASINI SAĞLAMAK İÇİN YAPILMAKTADIR”

Ticaret İl Müdürü İsmail Maden de, Anadolu’yu İslam Yurdu yapan Ahilik teşkilatının ve onların kültürümüze kodladığı Ticaret ahlakının yaşamasını ve yaygınlaşmasını sağlamak üzere Ahilik Kutlamaları yapılmaktadır. Bu yıl 12-18 Eylül Ahilik Haftası olarak ilan edilmiştir.
Zamana yenik düşmeyen, rengi solmayan, değerinden bir şey kaybetmeyen ahilik, bugünün dünyasının ihtiyaçlarına da derman olacak düsturlarıyla en kıymetli hazinemizdir. Ahi Evran'ın 850. doğum yılının UNESCO tarafından 2021 yılı programına alınması bu bakımdan çok isabetli olmuştur. Hoy şehrinde doğan, çocukluğu Azerbaycan'da geçen, Hoca Ahmet Yesevi dergâhında yetişen Ahi Evran ardından Anadolu'ya gelmiştir. Bir müddet Kayseri, Konya ve Denizli'de kalan Ahi Evran daha sonra Kırşehir'e yerleşmiş ve burada vefat etmiştir.
Gönül hazinelerimizin, insanlığın manevi şifası için dünyanın dört bir yanında tanınması, günümüz fertleriyle buluşması için her türlü çabayı gösteriyoruz.
İlmin irfanla, ticaretin ahlakla bütünleştiği ahilik müessesini tüm dünyaya ve genç nesillere en güzel şekilde tanıtmanın vesilesi hâline getirmenin gayreti içindeyiz. Dünyanın hiçbir yerinde esnaf ve sanatkârlar Ülkemizdeki gibi ilim, ahlak ve sanatı birleştiren köklü bir geleneğe, tarihî bir role sahip olmamıştır.
Ecdadımız dünyada fetih kabiliyeti yanında devlet kurma maharetiyle da maruftur. Bu devletler, sadece kılıçla kurulmadı. Asıl büyük ve kalıcı fetih gönüllerde gerçekleşti. Er meydanlarında şehit ve gazilerimizin fedakârlıklarıyla kazandığımız zaferleri, Yunuslarla, Ahi Evranlarla Hacı Bektaş’larla ve daha nice evliyanın sözleri, davetleri ve amelleriyle tahkim ederek kalıcı hâle getirdik. Ahi Evran'ın 32 başlık altında sınıflandırdığı ahilik teşkilatı asırlarca bu topraklarda ticaretin ve dayanışmanın bel kemiği olmuştur.
Dönemin şahidi tarihçiler özellikle Anadolu'nun ahiler sayesinde sosyal ve iktisadi bakımdan düzenli, mamur bir yer hâline geldiğini kaydeder. Kadıları, müderrisleri, ustaları, kalfaları, çıraklarıyla, devlet erkânını ve hatta padişahları da kuşatan bu itibarlı kurumlarımız işte böyle teşekkül etmiştir. Ekonominin, ticaretin, sosyal hayatın, maddi boyutuyla yaşamanın ötesine geçen bir hareket olarak ahiliğin unsurlarını her çağda ve şartta geçerli kılan, onu özü ve fıtratıyla insanı merkeze almasıdır.
 Bugün toplam kalite yönetimi, tüketici haklarının korunması olarak tarif edilen yaklaşımlar ahiler tarafından asırlardır uygulanmıştır. Ahiliğin sosyal gücü üreticiyle tüketici arasında olduğu kadar zengin ile fakir, emek ile sermaye arasında kurduğu dengeden gelmektedir. Günümüzün en büyük ihtiyacı olan sosyal adalet ve istikrarın reçetesi işte bu dengedir. Modern dünyanın son yüzyılda keşfettiği çareler, bizim ahi ocaklarının nizamnamelerinde ayrıntısıyla yazılıdır.
İnsanlığın bugün geldiği nokta teknolojide ve bilimde kat edilen mesafe, asırlara sâri böyle bir birikimin neticesidir. Bugünkü teknolojiye, bilime, ekonomik ve sosyal düzene asırlar öncesinden zemin hazırlayanlar olmasaydı kendimizi şu an çok farklı ve dramatik bir yerde bulabilirdik. Yahya Kemal'in deyimiyle 'kökleri mazide olan ati' olarak bizlere düşen görev tarihimizin iz bırakan olaylarını önce kendimiz hatırlamak, sonra da tüm dünyaya hatırlatmaktır. Millet olma bilincini bu şekilde canlı tutacağız.
Biz yollarımızı bu şekilde genişleteceğiz, hedeflerimizi bu şekilde büyüteceğiz. Esnaf sadece alan, satan, ticaret yapan, varlığı icra ettiği meslekten ibaret biri değildir. Esnaf aynı zamanda o muhitin gözü, kulağı, sesi, vicdanı, hamisi, yol göstericisidir. Bugünkü büyük şirketlerimizin, sanayicimizin hemen hepsinin de hikâyesi küçük bir dükkândan, atölyeden başlar. Ülkemizin gelişmesinin, büyümesinin, hedeflerine doğru adım adım yol almasının kökleri esnaf çalışkanlığına ve ahlakına uzanır.
 Bu nedenle esnafımızı, milletimizin emaneti, bu günümüzün ve yarınımızın manevi teminatı olarak görüyoruz. Kapısı 72 millete açık esnafın olduğu yerde din, dil, ırk ayrımı olmaz. 'Rızık Allah'tandır' diyerek dükkânını, atölyesini, ekmek teknesini açan esnaf ve sanatkâr rızkın kimin eliyle geleceğini seçmez. Usta-çırak ilişkisi ile kazanılan kabiliyetler gençleri sadece meslek sahibi yapmakla kalmaz, aynı zamanda onlara vatan ve millet sevgisini, edebi, adabı, saygıyı, dürüstlüğü, tevazuu, kanaati de öğretir. Nitekim bugün de küçükten büyüğe her işletme sahibinin elde ettiği hasılayı, karını çoğaltmanın değil sağladığı istihdam artırmanın vesilesi olarak görmesiyle iftihar ediyoruz. Devirler geçse, dünya değişse de birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışmamız asla değişmeyecektir. Millet olarak ne badireler atlattık, ne imtihanlardan geçtik. Bizi çimento gibi birbirimize kenetleyen kardeşliğimiz sayesinde hepsinin üstesinden geldik. İnşallah bundan sonra da aynı şekilde büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını birlikte gerçekleştireceğiz. Üç yıldır dünyayı sarsan ve her ülkeye ekonomik bakımdan ağır darbeler vuran bir salgınla mücadele halindeyiz. Bu salgın elbette tüm dünya ile birlikte bizi de etkiledi. Salgınla mücadelenin maliyetleri bir yana, kaybettiğimiz her vatandaşımızla birlikte yüreğimize ateş düştü, canımız yandı. Tabii bu süreçten en çok etkilenenlerin başında esnafımız, sanatkârımız ve ticaret erbabımız geldi.Türkiye'de vakaların görülmeye başladığı günlerden itibaren salgının esnaf üzerindeki yükünü hafifletmek için Devletimiz çeşitli tedbirler aldı. Esnaf ve sanatkârımızın kooperatif kefaletiyle veya doğrudan Halkbank’tan kullandığı krediler ile desteklenmesi sağlandı. Verilen kredilerin geri ödemelerini erteleme, Kredi ve Kefalet Kooperatifi ortağı esnafımızın borçlarının yapılandırılması gerçekleştirildi. Gelişmiş ülkelerin bile ciddi sarsıntılar yaşadıkları dönemde, Ülkemiz kayıplarını kısa sürede telafi ederek, yoluna devam etmektedir. Sıkıntılarımız, sorunlarımız, dertlerimiz el ele, gönül gönüle vererek çalıştığımızda üstesinden gelemeyeceğimiz hususlar değildir.
Ahi Evran başta olmak üzere bizi biz yapan, bu toprakları vatanımız hâline getiren, medeniyetimize rengini veren değerlerimizi unutmayacağız ve gelecek nesillerimize unutturmayacağız.Bu güzel buluşmaya vesile olan Pir Ahi Evran Veli başta olmak üzere ebediyete irtihal eden ahileri, esnaf ve sanatkârları rahmetle yâd ediyor Ahilik Haftası ve Esnaf Bayramı'nın kutlu, kardeşliğimizin daim olmasını diliyorum” ifadelerine yer verdi. 

Ardından programın son bölümünde Vali Tutulmaz tarafından katılımcılara ahilik pilavı ikram edildi.