Madenci Anıtı önünde açıklama yapan Sol Parti Zonguldak İl Başkanı İsmail Yıldız;” Bugün burada dokuz yıl önce 13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa Soma’da Soma AŞ’ye ait özel bir maden ocağında kaybettiğimiz 301 madenciyi anmak için toplanmış bulunuyoruz.
Soma katliamından önce Ermenek, Küre, Mustafa Kemal Paşa, Dursunbey, Karadon, Kozlu’yu yaşadık. Somadan hemen sonra Ermenek ve Siirt. Son olarak Amasra’da 43 canımızı kaybettik. Tüm iş cinayetlerinde binlerce işçi arkadaşımız aramızdan ayrıldı.  Soma başta olmak üzere kaybettiğimiz tüm emekçileri saygı ile anıyoruz.
Madenler yenilenmez nitelikteki kamusal kaynaklardır. Kömür madenciliği emek yoğun bir sektördür ve riski yüksektir. Uzmanlık ve birikim gerektirir. Kamusal çıkarlar doğrultusunda kamu eliyle işletilmelidir. Liyakatli kadrolarla, bilim ve tekniğin gereklerine uygun, gerekli yatırımlar yapılarak, işçi sağlığı ve güvenliği öncelikli, insan onuruna yakışan çalışma koşullarında işletilmesi yaşanan bu katliamların önlenmesinde gerekli şartlardır.
Oysa Somada da olduğu gibi kamunun asıl işi olan kömür çıkarma işleri taşeron firmalar eliyle yürütülmektedir. Önceliği kar olan bu işletmeler İşçi sağlığı ve güvenliğini geri plana bırakmaktadır. Soma davasından da gördük ki yaşanan can kayıplarının gerçek sorumluları yargılanmamakta veya ceza almamaktadır. Ya da en alt düzeyde birkaç çalışana verilen göstermelik cezalarla yargı süreçleri geçiştirilmektedir. Soma Davasında Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Soma Müessesesinde görevli olan iki mühendis cezalandırılmıştır. Patronlar başta olmak üzere asıl sorumlular ceza almamış, bazıları az cezalarla kurtulmuşlardır.
Oysa Somada olduğu gibi yaşanan tüm facialarda Kurumların yapması gereken asıl işleri taşeronlara devreden siyasi irade ile kamu kurum yöneticileri, denetim görevleri olan Maden ve Petrol İşleri Genel müdürlüğü ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri sorumlulardır. Ancak hiçbir davada üst düzeyde yetkililere bilir kişilerce suç atfedilmemekte, yargılanma izni verilmemektedir.
Sonuçta adalet yerini bulmamaktadır. Kimi zaman ölenler suçlanmakta ya da alt düzeyde birkaç günah keçisi bulunarak geçiştirilmektedir. Soma resmiyette ve kamuoyunda unutulmaya yüz tutmuştur.  Ancak bizlerin vicdanında tüm emekçi cinayetleri gibi tazeliğini korumaktadır.
Lüks, şatafat, saltanat hep siyasi iktidara, yandaşlarına ve sermayeye, ölümler hep emekçi halka düşmektedir. Bunu da bizlere fıtrat, kader planı diye sunmaktadırlar. Bunlar ne fıtrattır ne kaderdir. Bu yaşananlar iş cinayetleridir. Öncelikle 14 Mayıs seçimlerinde bize ölümleri, yoksulluğu reva gören kaderci tek adam rejimini göndereceğiz. Sonrasında hesabını mutlaka soracağız. Artık yeter iş cinayetleri son bulsun. Somayı unutma, unutturma” dedi.