Yürüyüşe, Zonguldak Belediye Başkanı Dr. Ömer Selim Alan ve eşi Ceyda Alan, Zonguldak Belediye Meclis Üyeleri, Memursen İl Temsilcisi Kamuran Aşkar, Memur Sen'e bağlı sendikaların il temsilcileri ve sivil toplum kuruluşlarının üyeleri katıldı.

İstasyon caddesinden başlayan yürüyüş sloganlar eşliğinde madenci anıtına kadar devam etti.

Yürüyüşle ilgili açıklama yapan Eğitim Bir Sen Başkanvekili Saadettin Dede, “Çok Kıymetli Hemşehrilerimiz, Değerli Zonguldak’lılar
Yeni şehit haberleri aldığımız böyle zor ve acılı bir günde gerçekleştirdiğimiz bu eyleme katılımınızdan dolayı sizi kutluyor ve hoş geldiniz diyorum.
Acımız büyük, başımız sağolsun, milletimizin başı sağolsun. Kahraman Silahlı Kuvvetlerimizin başı sağolsun. Şehitlerimize Allah’tan rahmet Yaralılarımıza baş sağlığı diliyoruz.
Daha yeni 2023’ün son günlerinde, 22-23 aralık tarihlerinde Kuzey Irak’ta 12 askerimiz Şehit olmuş, 13 Mehmetçiğimiz yaralanmıştı. O evlatlarımızın acıları dinmeden bu kez yine Kuzey Irak, Pençe Kilit Harekatı bölgesinde, arkalarına Amerikan ve İsrail eşkıyalarının desteğini de alan PKK köpekleri 5 askerimizi şehit edip 8 askerimizi yaraladılar.
Lanet olsun bu milleti böyle terörist faaliyetlerle bölüp parçalayacağını zanneden küresel eşkıyalara. Lanet olsun bu küresel çetelerin kuyruğuna takılıp kardeşi kardeşe düşman etmeye çalışanlara.
Yeter artık doymadınız mı kan ve gözyaşına, utanmıyor musunuz yetim bıraktığınız çocuklardan, acıdan ciğerleri yanmış ana, baba, eşlerden. Siz bu kalleş oyunlarınızla bu milleti dize getireceğinizi mi zannediyorsunuz.
Adına şehit yazdırmayı kendisi için gurur, şan ,şeref gören bir milletin evlatlarını kahpece tuzaklarla yıldıracağını zannedenler bilsinler ki şehadet bizim için en yüce mertebedir.
Ey bu coğrafyalar üzerinde sinsi planlar kuran İngiltere, maşası Amerika ve bunların kuyruklarına takılan zavallı Avrupa Devletleri! Kurduğunuz bu sinsi planlar hiçbir işinize yaramayacak, çünkü alıştık artık sizin on yıllardır kurduğunuz kirli tuzaklarınıza. Allah’ın izniyle bu millet yeniden ayağa kalkacak ve size bu yaptıklarınızın hesabını soracaktır.
Ey kahpe İsrail, abluka içine aldığın bir avuç Gazze’liyi 7 ekimden bu yana üç aydır en modern silahlarla vuruyorsun, ölüm saçan uçaklarınla aylardır her gün bombalıyorsun. 2 milyonun üzerinde bir nüfusa sahip insanların üzerine binlerce ton bomba yağdırdın. Şehirde taş üzerinde taş bırakmadın.
Ey Apartheid rejimi işgalci İsrail; kadın, çocuk, yaşlı ve sivil ayırt etmeksizin Gazze’de soykırım suçu işliyorsun. Yaşanan bu işgal ve soykırım, vicdan sahibi yürekleri kanatıyor, başta bölgemiz ve Ortadoğu olmak üzere tüm dünyanın huzuruna kast ediyorsun
 
Son bilgilere göre Filistin’de, 10 binden fazlası çocuk, 7 binden fazlası ise kadın olmak üzere toplamda 23 bini aşkın insan hayatını kaybetti. 60 binden fazla kişi yaralanırken, 8 bin kişi ise kayıp…
İşgalci İsrail’in saldırıları sebebiyle ayrıca, 69 bini tamamen yıkılmış olmak üzere, 359 bin ev zarar gördü. 2 milyon sivil ise saldırlar sonucu Gazze içerisinde zorla göç ettirildi. Mesleklerini icra eden,  yaşanan soykırımı haberleriyle dünyaya anlatan 112 gazeteci de, siyonist işgalcilerin saldırıları sonucu hayatını kaybetti.
 
Gazze’de şu anda on binlerce insan, yeterli gıdaya ve suya ulaşamıyor. Evet, ne yazık ki on binlerce insan 2024 yılında dünyanın gözleri önünde açlık ve susuzluk sebebiyle ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalmış durumda.
 
İşgalci İsrail haftalardır, Gazze Şeridi'nin kuzey ve orta kesimlerindeki Filistinli sivilleri güneye göçe zorluyor. Siyonistler, “güvenli bölgeler" olduğunu iddia ettikleri güney bölgelerine de saldırıyor ve katliamlar yapıyor.
 
Gazze’de insani krizin en ciddi boyutlarda yaşandığı alanlardan biri de sağlık hizmetleri. Saldırılarında hiçbir sınır gözetmeyen İsrail, 7 Ekimden bu yana yoğun bir şekilde hastaneleri, ambulansları ve sağlık çalışanlarını hedef alıyor. Bugüne kadar 150’ye yakın sağlık merkezi ve hastanenin yanı sıra yaralıları taşıyan 100’den fazla ambulans işgalcilerin saldırısına uğradı. Bugüne kadar çok sayıda yaralı ve hasta, sağlık hizmetlerinin yetersizliği sebebiyle tedavi göremedi ve hayatlarını kaybetti.  
 
Şu anda Gazze’de 50 bin hamile kadın bulunuyor. Eğer gerekli adımlar atılmazsa, 50 bin kadın,  elektrik ve medikal hizmetler olmadan doğum yapmak zorunda kalabilir. Hastanelerin bombalanması,  yemek ve suya ulaşımın engellenmesi hamile kadınlar  için  çok  ciddi bir tehlike  arz  ediyor. Bölgedeki birçok hamile kadın anestezi yapılmadan sezaryen ameliyat olmak zorunda kalıyor. Ayrıca, bugüne kadar düşük sebebiyle çok sayıda bebek daha dünyaya gözlerini açamadan anne karnında hayatlarını kaybetti.
 
Gazzeliler için en önemli konulardan biri de, Refah Sınır Kapısı’ndan yeterli insani yardımın Gazze’ye girişine izin verilmemesi. Her gün ihtiyacın karşılanabilmesi için bine yakın insani yardım TIR’ının Gazze’ye ulaşması gerekirken, günde ortalama 100 TIR’ın girişine izin veriliyor.
Ayrıca, başta yakıt olmak üzere birçok kalemdeki temel ihtiyaç malzemelerinin şehre ulaşması da engelleniyor.
 
Mısır Hükümeti’nin Gazze’de ihtiyaç duyulan yardım malzemelerinin şehre girebilmesi için Refah Sınır Kapısı’nı bir an önce tamamen açması gerekiyor. Refah Sınır Kapısı’ndan insani yardımların geçişine izin verilmemesi Gazze’de yaşanan acıların daha da artmasına sebep oluyor.  
 
Buradan bir kere daha acil ateşkes çağrımızı yineliyoruz.
 
Vicdan sahibi tüm insanlara sesleniyoruz. Dünyanın gözleri önünde gerçekleşen bu soykırım karşısında herkesin üzerine sorumluluklar düşüyor. Herkes yaşanan bu büyük soykırıma karşı harekete geçmeli. Uluslararası kuruluşlar, sivil toplum ve devletler, işgalci İsrail’in zulümlerinin önüne geçmek için atılması gereken adımları acil bir şekilde atmalı. Bir an önce İsrail saldırıları durdurulmalı ve acilen ateşkes sağlanmalıdır. Filistin’de on yıllardır zulmeden işgalci İsrail’e karşı gereken yaptırımlar derhal uygulanmalıdır.
 
Bütün İslam ülkeleri ve halkları bir araya gelip tepkisini ortaya koymalıdır. İsrail, hukuksuz işgal hareketi ve katlettiği insanlar için uluslararası hukuk önünde ve tüm dünyanın vicdanında hapsedilmelidir.
 
Gazze’de yaşanan bu insanlık dışı soykırımın en büyük destekçilerinden Amerika Ve İngiltere yanlarına bazı işbirlikçi Avrupa devletlerini de alarak, Yemende Husilerin yaptıklarını bahane ederek Yemen’e de savaş ilan etti. Bu yolla İran’na da göz dağı vererek adeta üçüncü dünya savaşının başlaması için gayret gösteriyorlar.
Kendi sınırlarından uzakta ceryan eden bu hadiseler sadece Müslümanların yaşadıkları coğrafyaların kan ve gözyaşına boğularak onların daha rahat sömürülebilmesi gayretinden başka nedir?
Biz eminiz ki, ülkemize karşı gerçekleştirdiğiniz son terör eylemleri de bizim sesimizi kesmek, milletimizi ve devletimizi köşeye sıkıştırmak içindir. Biliniz ki bunda da başarılı olamayacaksınız.
 
Ey ABD, İngiltere ve avanesi yeryüzüne saldığınız bu ateş, katlettiğiniz milyonlarca insanın dökülen kanları, akıtılan göz yaşları hala size ders olmadı mı? Tarih boyunca atalarımızın sizlere öğrettiklerinden ders almamışsınız. Bekleyin sizlere yeniden ders vereceğimiz günlere az kaldı.
 
Bütün bu acılara sebep olan sizleri buradan, Zonguldak meydanından bir kez daha kınıyor ve lanetliyoruz.
İnanıyoruz ki sizin bütün bu kirli hesaplarınızın karşısında elbette Allah’ın da bir hesabı vardır. Bekleyin göreceksiniz!
Cehenneme kadar yolunuz var. Batsın sizin bu aşağılık yönetim anlayışınız”dedi.