Zonguldak Saadet Partisi İl Başkanlığı 2022 yılı divan toplantısını bugün yapılan divan toplantısıyla gerçekleştirdi. Toplatıya  Saadet Partisi Genel Kurul üyesi Halil İbrahim Akpınar ve bir çok yönetim kurulu üyesi katıldı. Divan toplantısında konuşan il başkanı Erol, “2022 yılının Aralık ayının sonuna gelmiş bulunmaktayız . 2022 yılında İlçe teşkilatlarımız haftalık toplantılarını , aylık divan toplantılarını icra ettiler . İl yönetim kurulu üyelerimiz sorumlu oldukları ilçelere ziyaretlerini gerçekleştirdiler . Hanım kollarımız , gençlik kollarımız teşkilat modelimize uygun çalışmalarını 2022 yılında da aksatmadan sürdürdüler . An itibariyle de il divan toplantımızı hep birlikte icra etmek üzere biraraya geldik ,elhamdülillah. Bu yıl içerisinde Saadet Partimize katılan çok sayıda üyemiz oldu , 2022 yılının ilk 6 genel merkezimiz nezdinde teşkilat çalışmaları çerçevesinde Zonguldak teşkilatı olarak Türkiye ikinciliği ödülü aldık . İl ve ilçe teşkilatlarımıza yapmış oldukları çalışmalar için teşekkür ediyoruz.
 
  2022 yılının son günlerini yaşıyoruz. Başımızda, 20 yıldır devam eden bir iktidar var. Hiçbir partiye nasip olmayan bir halk desteği almasına rağmen, vaatlerini bir türlü yerine getiremedi. Başlangıçta fabrikaları, orman arazilerini özelleştirip yabancılara toprak satışını 12 katına çıkararak; mütemadiyen dillendirdikleri yol, köprü, millet bahçeleri gibi hizmet yatırımları yaptılar. Uzun vadede bunlar yeterli olmadı. Üretime gerekli değeri vermeyen Türkiye geri gitmeye başladı.
Hükümet, Türkiye’nin gücünü, muazzam potansiyelini fark edemedi. Zaten kurucu kadroları, işin tılsımı durumundaki Millî Görüş gömleğini çıkarmış; Batılıların ağzına bakar duruma gelmişlerdi. Son senelerde durmadan “iyi olacak” müjdeleri veriyor; fakat yapılan tahminleri bir türlü tutmuyor. Daha ileri tarihler veriyorlar: 2023, 2053, 2071…
Devlet imkânlarını kullanarak, kontrollerinde tuttukları basın kuruluşları aracılığıyla her şeyi güllük gülistanlıkmış gibi gösteriyorlar ! Ama vatandaş yaşadıklarını biliyor.
1.41 liradan devraldıkları dolar kurunu, 18.67 liraya yükselttiler ! Paramızın değerini yüzde 1.400 düşürdüler.
Faizci hükümet oldunuz. Bankalar, döneminizde altın devrini yaşadı. Bütün tarihimizdeki en faizci iktidar, bu iktidardır. Faizle borçlanmayı zirveye çıkardınız. Bütçe görüşmeleri sırasında görüldü ki, hükümetin faiz borcu miktarı 16 bakanlığın toplam bütçesinden daha fazladır. Faiz borcu anapara borcunu geçti. İç borç 1.5 trilyon; faiz borcu 1.3 trilyon. Borç ve faiz ülkeyi batırır. Faiz 40 türlü belanın mikrobudur. Çiftçinin ayağa kalkması Türkiye’nin ayağa kalkmasıdır. Çiftçiye tarımsal destek verilmelidir. Varlık Fonu ile Türkiye’nin varlığını ipotek ederek ekonomiyi sürdürmek; iflasın eşiğindeki kişinin son varlığı olan baba evini satmasına benziyor. Bu, bir iflastır.
Kıymetli katılımcılar ; Saadet Partisi bugünkü sistem sebebi ile “zorunlu” hale gelen ittifak arayışına girdi. “Altılı Masa” içinde yer aldı. “Altılı Masa” içinde ağırlığı büyük! Sürükleyici bir rol üstleniyor. Saadet’in hükümete girmemesini isteyen sömürgeciler, Türkiye’deki işbirlikçilerini kullanarak onu itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Buna bazen temiz kardeşlerimiz de bilmeden dahil oluyor. Önce şurası bilinmeli ki, iktidar olmak için gerekli yüzde 50+1 oy sistemini Saadet Partisi getirmedi.
Bugünkü ucube sistem sürdükçe bin sene yüzde 40-50 arasında oy alsanız, hiçbir hükümette söz sahibi olamıyorsunuz. İttifak halinde olduğunuz partilerle, yüzde 50+1 barajını aştıktan sonra, yüzde 1 oya sahip olsanız bile hükümet içinde yer alabiliyorsunuz. Millî Görüş partileri kurulduğundan bu yana dört kere, bugün adına ittifak denilen koalisyon hükümetleri kurdu. Büyük hizmetler yaptı.
RAKİPLERİMİZ , astronomik seçim yardımı alırken , devlet imkânlarını diledikleri gibi kullanırken, Saadet Partisi tırnaklarıyla kuyu kazarcasına bugüne kadar varlığını sürdürdü. Ana sütü ile beslendi. Kadrolarının mütevâzi imkânları ile siyasi çalışmalarını yaptı. Tertemiz, dürüst kadroları ile bugünlere geldi. Hep özgül ağırlığı yüksek oldu.
Yapıcı, birleştirici, uzlaştırıcı üslûp kullandı. Aziz milletimize karşı sorumluluğunu unutmadı.
Saadet Partisi şunun bunun yanında, diyenlere aldanmayın! BİZ 53 senedir Millî Görüş’ün yanındayız. Ne yaptığımızı biliyoruz.. Erbakan Hoca’nın öğrettiği Temel Esasları, Temel Uygulama Esasları’nı, Millî Görüş’ün Esasları (kimyası, fiziği), Müslümanca Düşünmenin Esasları ile yetiştik..
SAADET Partisi camide, okulda, meyhanede, kahvede davasını anlatmak için , farklı düşünce ve hayat anlayışına sahip insanlar arasında olsun, hep hayır ve iyilik yolunu tutar. Hakk’ın yanında durur. “İnsanların hayırlısı, insanlara faydalı olandır” anlayışı ile çalışır. Ülkesine ve insanına karşı sorumluluğunu bilir. İnsanlara hizmeti ibadet sayar.
Tek cümleyle bizler “Hayra motor; şerre fren” oluruz.
    Kıymetli katılımcılar , asgari ücret artırılmadan önce de milyonlarca emekli 3 bin 500 lira gibi bir ücret alarak hayatlarını sürdürmeye çalışıyordu. Şimdi asgari ücret 8 bin 500 lira olduğunda ise milyonlarca emeklinin sahip olduğu gelir ile insanca yaşamasının mümkün olmadığı net bir şekilde bir daha görülmüş oldu. Böyle olunca da ister istemez emekliler ve memurlar oran olarak asgari ücrete yapılan zam kadar ücretlerinde bir artış bekliyorlar.
     Kim ne derse desin, ortada kocaman ve acı bir gerçek var; o da Türkiye’deki milyonlarca insanımızın , insani bir yaşam standardını yakalayacak bir ücretten yoksun olması. Bunu resmi asgari ücret ve ona göre belirlenen diğer ücretlere bakarak söylemek gayet de mümkün. Dört kişilik bir ailenin açlık sınırının, ki bunu konuşmak bile abesle iştigal aslında, 8-9 bin lira, yoksulluk sınırının ise 25 bin lira düzeyinde olduğu bir atmosferde, “sefaletin kalktığını” iddia etmek ne kadar realiteden kopmaksa, içinde bulunduğumuz işgücü piyasası koşullarında asgari ücret denen ücretin “temel ücret” olmadığını iddia etmek de o kadar abestir.
Uygulanan politikaların vahim sonuçları olan hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı ve insanların borca mahkum edilmesinden bile gocunmayıp da, bu ülke insanına asgari bir hayatı reva görmek, belki de tüm diğer sorunlardan da daha çetin bir sınavdır vatandaş için. Kendi insanını, kendi vatanında “parya” konumuna indirgeyip, onlardan en asgari ihtiyaçlarında bile fedakarlık istemek, onların şikayet ve sitemlerinin hiçbiri için en ufak rahatsızlık hissetmemek, halkın en başlıca sorunu olan enflasyonu çözmeye değil de “günah keçisi” aramaya mesai harcamak, rantiyeyi yani bankaları tarihin gördüğü en büyük karlara boğmak vs vs..
Çok değerli milli görüşçüler ; sizlere tek bir sorum olacak , hep bir ağızdan cevaplamanızı rica ediyorum .
Bu iktidarı , milletimizin selameti için yönetimden göndermeye hazır mıyız ?
2023’ün seçim senesi olması hasebiyle kamunun kesesi sonuna dek açılacak, gerekirse gıcır gıcır paralar basılacak (ki basılıyor zaten) ve bu süreç de enflasyonu beslemeye devam edecek. Baz etkisi kaynaklı geçici düşüş, muhtemelen yerini sert bir yükselişe bırakabilir. Aklıselim iktisatçıların öngörüsüne göre de Türkiye, yüzde 60-70 aralığında takılı kalan bir enflasyonist sürece sürüklenmektedir.
Miting meydanlarında coşkulu (!) kalabalıklara veya “bindirilmiş kıtalara” temelsiz iktisadi müjdeler vermekten çok daha ciddi bir durum söz konusu gibi. Enerji maliyetlerinin, özellikle de elektrik kullanımının sanayiye yüklediği yük yapılan uyarılara ve adeta haykırılan feryatlara rağmen artarak sürüyor. Bu durumun neticesi olarak da çeşitli sektörlerden 2023 yılı için ikazlar yükseliyor. Son olarak da Türkiye ihracatının önemli sektörlerinden tekstil ve hazır giyimden “S.O.S” veriliyor. Hem enerji maliyetlerinin başa çıkılmaz hale gelmesi hem de milyarlarca dolarlık rezervi “yakma” ve KKM adı altında bütçeden milyarlarca lira faiz ödeme pahasına sürdürülen manasız “döviz kuru baskılama” politikası, reel sektörü ciddi şekilde zorluyor. Gidişatın önce vardiya azaltma, sonra işten çıkarmalar ve belki de kapanmalar olacağı uyarıları yüksek sesle yapılıyor.
İşin enteresanı, ne kadar da müthiş (!) ve kendine özgü (!) bir ekonomik model uyguladıkları illüzyonuna en başta kendileri kapılanların, hala en doğrusunu bildikleri yönündeki inatları ve tüm diğer seslere kulaklarını kapamaları.
Dünyanın tersine gitmeyi marifet bilerek, yüksek enflasyon tehdidine karşı ortaya somut bir harekat planı koyamayarak arabayı uçuruma doğru sürükleyerek seçim sath-ı mailine gidilmekte… Allah sonumuzu hayretsin!
2022 yılını millet olarak pek çok sıkıntı ve  problem ile yaşadık ve son günlerine ulaştık elhamdülillah . 2023 yılının devletimiz , milletimiz , partimiz için hayırlı, bereketli  ve başarılarla dolu bir zaman dilimi olmasını Rabbimden niyaz ediyorum . Toplantımıza katılan siz tüm katılımcıları gönülden tebrik ediyorum . Allah’a emanet olun , Allah yar ve yardımcımız olsun.

Haber; Batuhan DARAKCI