Demokrasi ve Atılım Partisi Zonguldak İl Başkanı Fatih Keleş, 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle bir mesaj yayımladı. Başkan Keleş’in,” Eğitimde hedef, “İyi insan” yetiştirmektir.”  İfadelerinin kullanıldığı mesaj şöyle;

“24 Kasım 1928 tarihinde M.K.Atatürk’e 

“Millet Mekteplerinin Başöğretmenliği” ünvanının verildiği gündür.

Atatürk'ün 100. doğum yıl dönümü olan 1981 yılında onun "başöğretmen" oluşunun yıldönümlerinde ülke çapında Öğretmenler Günü kutlanmasına karar verilmiştir.. “Öğretmenler Günü” ile ilgili kutlamalar, 26 Kasım 1992’ tarihinden bu yana Öğretmenler Günü Kutlama Yönetmeliği çerçevesinde gerçekleştirilmektedir..

Günümüzde toplumların en büyük zenginlik kaynağı “insan kaynağıysa;

eğitim de, insan kaynağını kaliteli,nitelikli ve verimli hale getiren, kişilerin yaratıcı gücünü keşfetmesine yardımcı olan, yaşamla ilişki kurduran,hayat boyu devam ederken hayatın her alanına vaziyet eden (el koyan) faaliyet alanıdır.

Eğitim,insanoğluna mutlu ve kaliteli bir hayatı,ekonomik refahı,fırsat eşitliğiyle adaleti,

birey olma bilincini gerçekleştirmeyi sağlayan sonuçtur.

Eğitimde hedef, “İyi insan” yetiştirmektir.

Globalleşmeyle birlikte doğan bilgi toplumları,eşzamanlı olarak “bilişim çağını” da yaşamaktadırlar. Artık bilişim çağının gereklerine uygun nitelikli bireyleri yetiştirmek kaçınılmazdır.

Milyonlarca insanın dijital ortamlarda ürettiği ve kullandığı her türlü bilginin

Eğitim-Öğretime etkisi giderek artmaktadır.

Dijital çağında gelecek, geleceği iyi kurgulayanların olacaktır.

ÖĞRETMENLER GELECEĞİNİZİ KURGULAYAN MİMARLARDIR.

Öğretmen,eğitim ve öğretimin temel öğesi, asıl sahibi olduğunu biliyoruz.Öğretmen yüklendiği misyon gereği zor bir mesleği icra etmektedir.

Çağın ihtiyaçlarına uygun, kaliteli eğitimin temelinde iyi yetişmiş “öğretmen” vardır.

“Öğretmenlik bir uzmanlık mesleğidir.”

Eğitime yapılacak en iyi yatırım, iyi öğretmen yetiştirmekle olur.

En iyi eğitim ve öğretim proğramlarını hazırlasanız bile,onu uygulayacak öğretmendir.

Eğitim yöneticileri ve öğretmenler eğitim sistemini dönüştürme ve geliştirmede önemli rol sahipleridir.

Zira öğretmenler,nitelik ve yeterlilik sorunu yaşarsa, toplumlar gelişim sorunu yaşar.

Bu gerçeği,çocuklarıyla okul deneyimi yaşayan başta anne babalar olmak üzere,bütün sosyal paydaşlarla birlikte devlette bilmektedir...

Kısaca, ülkelerin eğitimdeki başarısı,öğretmen kadrosunun kalitesi kadardır.

Kaliteden amaç, öğretmenlerin yetiştiği kurumların niteliği, öğretmenlerin hizmet içinde ve dışında kendilerini geliştirmeleri ve motive edilmeleri ile mesleki yeterlilik ve alan yeterlilikleri konusunda yetkin olmaları kastedilmektedir.

Sürdürülebilir ve kaliteli eğitimden başarılı bir sonuç ancak, siyaset üstü, ideolojik saplantılardan uzak, milli ve bilimsel bir perspektifle öğretmenlerin yetiştirilmesiyle olur...

ÖĞRETMEN YETİŞTİRME SİSTEMİMİZ YENİDEN SORGULANMALIDIR

Ülkemizde tarihi süreç içinde bir çok değişik adla ve farklı statüyle öğretmen yetiştiren kurumlar açılmıştır. Köklü bir öğretmen yetiştirme geleneğimiz vardır.

1848 yılından itibaren, Kız ve Erkek Muallim Mektepleri,

İlk ve Yüksek Öğretmen okulları,

Köy Enstitüleri,

Eğitim Enstitüleri,

Anadolu Öğretmen Liseleri (öğretmen yetiştiren yüksek öğretim kurumlarına kaynaklık eden ortaöğretim kurumu) adıyla açılan bu okullar eğitim tarihimizde izler bırakarak başarılı görev ifa etmişlerdir.

Günümüzde,öğretmen yetiştirme görevi,1980 lerden itibaren YÖK’e bağlı yüksek öğretim kurumlarına verilmiştir.

İlgili fakültelerde yetişen öğretmenler,alan bilgisi yönünden (teorik eğitim) yeterli eğitim almış olsalar bile; mesleki formasyon gibi öğretmenlik meslek yeterliliği konusunda beklenen sonucu verememişlerdir.

Öğretmenlerimiz;üretim ve teknoloji becerileri kazanarak; bir yandan akademik boyutuyla bilgiye ulaşan,bilgiyi yapılandıran, öte yandan değer merkezli ruhen donanımlı, uzmanlık özeliğiyle de içinde yaşadığı çağı ve geleceği okuyan,iyi insan yetiştirmeyi hedeflemiş bir yetkinlikte yetiştirilmelidir.

Öğretmenlik mesleği, yenilikçilik/değişimcilik, bütünleştiricilik ve gelişimcilik temelleri üzerinde yapılandırılmalıdır.

ÖNERİLERİMİZ

1-Öğretmen yetiştiren “eğitim fakülteleri tez elden ya yeniden yapılandırılmalı,ya da bu fakülteler YÖK’ün tahakkümünden kurtarılmalıdır.

Öğretmen yetiştiren yüksek öğretim kurumları Milli Eğitim Bakanlığıyla yeniden ilişkilendirilmelidir.

2-Öğretmenlerin “pedagojik formasyon” almalarını ve öğretmenlerin yeniliklere adapte olacak, meslek içinde ve dışında yetişmelerini sağlayacak eğitim faaliyetlerini  düzenleyecek “MİLLİ EĞİTİM AKADEMİSİ açılmalıdır.

3-Öğretmenlerin eğitimi, eğitimde ileri ülkelerde olduğu gibi, uzman olmalarının yolunu açan “Tezli Yüksek Lisans” düzeyine çıkarılmalıdır.

4-Pedagojik formasyonu olmayan öğretmenler, bu eğitimi almak isterlerse, önce kendi alanlarında “tezli yüksek lisans”yapmalıdırlar.

Böylece Fen ve Edebiyat Fakülteleri atıl durumda kurtulacaklardır.

5-Bakanlık bir teşvik proğramı hazırlayarak, öğretmenlere iki seçenek sunmalıdır:

a-Meslekte mevcut öğretmenlere kendi branşlarında “tezsiz yüksek lisansı” zorunlu hale getirilmeli.

b-Öğretmen kendi isteğiyle “tezli yüksek lisans”yaparsa,ayrıca özlük haklarında bir iyileştime

yapılacağı mevzuata konulmalıdır.

6-Bugüne kadar hep konuşulmuş,ancak bir türlü hayata geçirilmemiş “ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU” öğretmenlerin itibarını,sosyal ve mali statüsünü iyileştirecek şekilde düzenlenmelidir.

Bir milyonu aşkın öğretmen 657 SK’daki hakların

 da korunarak mesleki ve özlük haklarını gözetecek (Mesleğe alınma,atanma,yerdeğiştirme, görevde yükselme,360 ek gösterge, ek ders ücretleri, sağlık ve eğitim desteği ...gibi) bu sözü edilen yasanın hayata geçmesini beklemektedir.

İrfan ordusunun fedakar asil kurmaylarının, en iyi dileklerimizle ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ kutluyoruz.

Şehit ve hayatta olmayan öğretmenlerimize Allahtan rahmet, Emekli öğretmenlerimize sağlıklı ömür diliyoruz.”