TTK’da 30’uncu dönem, MTA’da ise 20’nci dönem toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, Türk-iş kamu sözleşmeleri koordinasyon kurulu ile hükümet arasında devam ediyor. GMİS’in örgütlü olduğu TTK ve MTA’da çalışan işçiler, sürecin talepleri karşılanarak sonuçlanmasını bekliyor.

GMİS Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Tayfun Demir Üzülmez’de, Kozlu Şube Başkanı Dursun Başbakıcı Kozlu’da, Armutçuk Şube Başkanı Şanver Turan Armutçuk’ta, Karadon Şube Mali Sekreteri Adem Arabacı Karadon’da, Şube Teşkilat Sekreteri Tevfik İncebacak Gelik’te, Merkez Servisleri Şube Sekreteri Cengiz Saraç ve Serkant Bayrak Merkez Servisleri’nde ve MTA Şube Başkanı Tarkan Bor Kurum Genel Müdürlüğünde işçilere toplu iş sözleşmesi süreci hakkında bilgiler verdi.

Hükümete seslenen işçiler, sürecin bir an önce talepleri karşılanarak sonuçlanmasını istedi.

Açıklama şöyle;

“Bildiğiniz gibi TTK’da 30’uncu dönem, MTA’da 20’nci dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Ücret zamlarıyla ilgili olarak Türk-iş kamu sözleşmeleri koordinasyon kurulu ile hükümet arasındaki görüşmeler sürüyor. Türk-iş, hükümetten 700 bin kamu işçisini ilgilendiren kamu toplu iş sözleşmeleri çerçeve protokolü için, 15 bin lira taban ücret ve ilk 6 ay yüzde 45 zam artı yüzde 15 refah payı talep etmişti. Gelinen noktada hükümet, taban ücretin 12 bin lira, zam oranın ise refah payı dahil yüzde 40 olmasını teklif etti. Türk-iş bu teklifi kabul etmedi.

TÜRK-İŞ Yönetim Kurulumuzun ve Sendika yöneticilerimizin gereken çalışmaları özveriyle yaptığının farkındayız. Fakat önümüzdeki seçim arifesinde son viraja girildiği bugünlerde işveren sendikası olan Türk-İş’i ve Çalışma Bakanlığı yetkililerini özverili olarak bu işçilerimizin taleplerini karşılayarak sonuçlandırması talebimizi, buradan yüksek sesle bir kez daha haykırıyoruz.

“700 BİN KAMU ÇALIŞANINI GÖRMEZDEN GELMELERİ KABUL EDİLEMEZ”

Devletimizin toplumun hemen hemen bütün kesimlerine mağduriyetlerini gidermek için yapmış olduğu katkılar ortadayken 700 bin kamu çalışanını görmezden gelmeleri kabul edilemez. Hükümetin bu teklifinin üzerinden iki hafta geçmesine rağmen
yeni bir teklif açıklanmadı. Temennimiz odur ki bu hafta seçim öncesi bu işin bitirilmesidir. 14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri öncesindeki bu sessizlik kamu işçilerini huzursuz etmektedir.

Hayat pahalılığının arttığı, alım gücünün düştüğü böyle bir ortamda ve üstelik bir seçim öncesinde hükümetin bu sessizliğini anlamakta güçlük çekiyoruz. Türk-iş ve bağlı sendikalar başta olmak üzere tüm işçilerin
temsilcilerinin hükümete yönelik seslerini yükselterek baskıyı artırmalarını ve kamu toplu iş sözleşmelerinin işçilerin beklentileri çerçevesinde bitirilmesi için zaman geçirmeden harekete geçmelerini istiyoruz.

Biz maden işçileri olarak sesimizi yükseltmeye hazır olduğumuzu duyuruyoruz.

Ayrıca sendikamızın yetkili olduğu TTK ve MTA’da çalışan işçilerimizin 3 maddede haklı talepleri bulunmaktadır.

1’incisi; TTK’da yerüstünde ve MTA’da çalışan işçilerimizin ücretlerinin iyileştirilmesi ve cumartesi gününün hafta tatili olarak sayılması,
2’üncüsü; yeraltında çalışan arkadaşlarımızın sanat kodlamasıyla ilgili çalışmaların bir an önce kabul görmesi,
3’üncüsü; yerüstü lüzumlu halde çalışan işçilerimizin haklı taleplerinin yerine getirilmesi
bu 3 başlıkta toplanan, işçilerimizin haklı talepleri karşılanmayacak talepler değildir.
Bu taleplerimizin bir an önce karşılanmasını beklemekteyiz.

“BİZİM GÜCÜMÜZ BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZDEN GELİR”

Bizim gücümüz birlik ve beraberliğimizden, dayanışmamızdan gelir.
Böyle dönemlerde, bu gücümüzü kırmak, birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyenler olacaktır. Onlara fırsat vermeyin.
Omuz omuza olduğumuz sürece kazanacağız.”