TMMOB tarafından 29-30 Eylül 2022 tarihleri arasında bu yıl 22’ncisi düzenlenen Türkiye Uluslararası Kömür Kongresi, Zonguldak’ta başladı. Kongreye, Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz, CHP Enerji Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, CHP Zonguldak Milletvekilleri Deniz Yavuzyılmaz ve Ünal Demirtaş, TMMOB Genel Başkanı Emin Koramaz, GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile oda üyeleri katıldı.

Kongre açılışında konuşma yapan GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, pandemi ve sonrasında başlayan Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte ülkelerin enerji güvenliğinin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu söyledi. Enerji kaynaklarını elinde bulunduran ülkelerin dünya ekonomisinde de o derece yönlendirici olduğunu ifade eden Mutlu, “Ülkemizin enerji kaynaklarında dışa bağımlılığı sürekli artmakta ve cari açığında nedeni olarak gösterilmektedir. Sadece 2021 yılında taşkömürü ithalatı 36 Milyon Ton olarak gerçekleşmiştir. İthalatın azaltılması için yerli ve milli kaynaklarımıza daha fazla önem verilmelidir. Bu anlamda Zonguldak taşkömürü rezervi ülkemiz için stratejiktir.  Zonguldak kömür havzası, ülkemizin tek taşkömürü rezervi olan bölgedir. Türkiye’nin taşkömürü ihtiyacını uzun yıllar karşılayabilecek rezerv Zonguldak’ta mevcuttur.  Havzadaki kömürün koklaşabilir özelliği nedeniyle bölgeye kurulan Kardemir ve Erdemir’in ihtiyacını azami ölçüde bu bölgeden karşılamak mümkündür.   Bölgemizde üretim, jeolojik şartlardan dolayı emek yoğun yapılmaktadır. Kurumda üretimi artırmaya yönelik gelecek 30 yıl hizmet verecek derin kuyular, ana kat hazırlıkları gibi alt yapı hazırlıklarının yüzde 90’ı bitmiştir. İş gücünde yaşadığımız aşırı azalma üretimin azalmasına ve yeterli pano hazırlıklarının yapılamamasına neden olmaktadır. Kurumun, hazır haldeki pano boyu 3 bin 9 metre olup bunun ancak bin 1 metresi olan yüzde 33’ü çalışılabilmektedir. İşçi alınması halinde çalışan ayak boyunun artırılarak daha fazla üretim yapmak mümkün olacaktır.” dedi.

“TTK’NIN İŞÇİ AÇIKLARI ACİL OLARAK GİDERİLMELİDİR”

TTK’nın 14 binlik norm kadroya karşılık puantaja kayıtlı 7 bin 378 mevcut işçisi olduğunu ifade eden Mutlu, şöyle devam etti:

“Türkiye Taşkömürü Kurumuna, 2000, 2006, 2009 ve 2019 yıllarında toplu işçi alarak kurumun yaşamasını sağlayan ve katkısı olan herkese teşekkür ederiz. Ancak alınan işçiden fazlası emekli olmasından dolayı üretim artışının sürekliliği sağlanamamıştır.  Yeraltında meydana gelen işçi eksiklikleri Pano Üretim işçiliğinden karşılanmaktadır.  Pano üretim işçi eksikliği ise ancak yeni işçi alımıyla mümkün olmaktadır. Bu nedenle yaşanan emeklilikler üretimi etkilemektedir. Havzada uygulanmakta olan Tam ve Yarı Mekanize üretim sistemlerinin üretime ve iş güvenliğine olumlu katkıları görülmektedir. Mekanize sistemler daha da yaygınlaştırılarak üretim ve verimliliğin artırılması sağlanmalıdır.  Ülkemizde uygulanan özelleştirme, daraltma, küçültme ve taşeronlaştırma politikalarından madencilik sektörü de fazlasıyla payını almış acı sonuçlarını hep birlikte görmekteyiz. Geçtiğimiz yıllarda TTK’da da uygulanan taşeron uygulanmasının kuruma fayda getirmeyeceğini aksine zarar vereceğini ifade ettik. Ancak bunu 17 Mayıs 2010’da Karadon eksi 540 katı kuyu dibinde metan patlaması sonucu 30 işçi ve 7 Mart 2013 tarihinde Kozlu -630 katında gaz degajı sonucu 8 işçinin ölümünü hep beraber yaşadık. Zonguldak Havzasında yeraltı taşkömürü madenciliği derin kotlarda yapılmaktadır. Bu durum yeraltı risklerini artırmaktadır. Riski yüksek kömür havzaları devlet tarafından işletilmelidir. Havza madenciliği uygulanmalı, sahalar küçük parçalara bölünmemelidir. Madencilik, özveri ve kültür işidir. Bu kültür sabahtan akşama kazanılmamıştır. Madencilik tecrübe ister. Maden işçileri bu kültürü, asırları aşan bir süreçte kazanmış, bu uğurda bugüne değin binlerce şehit vermiştir. Madencilik tecrübesinin-kültürünün kaybolmaması, Türkiye kendi doğal kaynaklarını kullanmak, kurumsal hafızayı kaybetmemek için Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK), Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) ve Maden Tetkik Arama (MTA) gibi madencilik sektöründe deneyimli kurumlar korunmalı ve geliştirilmelidir. Üretimin ve verimliliğin artırılması, sürekliliğinin sağlanması yönünde 8-10 yıldır yoğun çalışma yapılmaktadır. Bölgemizde 1,5 milyar ton taşkömürü rezervi olup bunun yüzde 50’si kurum tarafından işletilmektedir. Üretimin, işçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları dahilinde artırılması ve sürekliliğinin sağlanabilmesi, yapılan yatırımların atıl duruma gelmemesi için işçi eksikliği acilen giderilmelidir.”

Konuşmaların ardından kongre salonu dışındaki serginin açılışı gerçekleştirildi.