Ereğli'de 19 Kasım’daki fırtınada, sığındığı limanda dalgalar nedeniyle kayığıyla mahsur kalan 80 yaşındaki Kemal Dere’nin  oğlu Denizcan Dere yardımına yetişti. Baba oğulun dalgalarla mücadelesi ve kurtulma çabaları cep telefonu kamerasına yansıdı. Kemal Dere, “Kimse yok, herkes sağa sola kaçmış. Bir tek kayıkta bendim. Çok sertti, yükseldi. Çapanın boşunu aldım, tornistan yaptım ama sen bana sor. Kayık sağa sola kaçıyor rüzgardan durmuyor. Çapa taramıyor, kayalara da 50 kere vurdum kafadan ama maşallah bir şey olmadı. Bakıyorum, sağa sola biri gelse de yardım etse. Oğlanla konuşamadık, telefonlar çekmiyor. Babam beni arıyor diyerek oğlan geldi. Ellerim ayaklarım dondu, hiçbir yeri tutamıyordum. Direksiyonu bile sallayacak halim yoktu, buz tuttum” dedi.
19 Kasımda çok sayıda uçan çatılar, hasar gören balıkçı teknelerini ve gemileri gören Kemal Dere teknesini güvene almak için limana gitti. O fırtınada teknesini güvene almak için limana giden Kemal Dere, sabah saatlerinde rüzgar ve dalganın etkisiyle teknesinin içinde savrulmaya başladı. Karaya gidemeyen balıkçı, oğlu Denizcan Dere’yi telefonlar çekmediği için aramalardan sonuç alamadı ve iletişime geçemedi. Babasının yardım istediğini düşünen Denizcan Dere, Bozhane limanındaki teknesinden ayrılarak babasının yanına gitti. Baba Kemal Dere, imdadına koşan oğluna baş halatını atarak kendisini karaya çekmesini istedi. Kuvvetli rüzgar ve dalgaların arasında Denizcan Dere babasının bulunduğu tekneyi karaya yaklaştırdı. Baba, karaya doğru atladığı anda oğlu onu havada yakalayarak yere inmesine yardımcı oldu. Islanıp üşüyen baba bir süre sonra kendine geldi, tekne de fırtınayı hafif hasarla atlattı.

"KİMSE YOK HERKES SAĞA SOLA KAÇMIŞ BİR TEK KAYIK BENDİM"

Fırtınalı havada tekne çapasının halatı koparsa kurtuluş olmayacağını ifade eden Kemal Dere, “Kimse yok, herkes sağa sola kaçmış. Bir tek kayık bendim. Çok sertti, yükseldi. Çapanın boşunu aldım, tornistan yaptım ama sen bana sor. Kayık sağa sola kaçıyor rüzgardan durmuyor. Çapa taramıyor, kayalara da 50 kere vurdum kafadan ama maşallah bir şey olmadı. Bakıyorum, sağa sola; biri gelse de yardım etse. Oğlanla konuşamadık, telefonlar çekmiyor. Babam beni arıyor diyerek oğlan geldi. Ellerim ayaklarım dondu, hiçbir yeri tutamıyordum. Direksiyonu bile sallayacak halim yoktu, buz tuttum. Oğlan çekti beni, rüzgar da arkadan vurup karaya doğru yanaştırdı beni. O zaman attım ben de kendimi, ‘ne olursa olsun’ dedim. Ağımızı falan hep deniz aldı. Vinçle aldık ağları. Bu fırtınanın balıkçıya çok büyük zararı var.” dedi.

"8-10 METRE DALGALAR VARDI, KİM OLSA AYNISINI YAPARDI"

Fırtına esnasında babasının aradığını ifade eden Denizcan Dere, “Telefon çekmediğinden konuşamamıştık. Ben de bir gideyim demiştim. Gittikten sonra baktım ki teknede babam kalmış. O ara kim olsa aynısını yapardı zaten. Gidip kurtardım. Babam gelip kafadan vuruyor diye çapanın boşunu almış. Çapanın boşunu aldıktan sonra içeride kalmış. 8 10 metre dalgalar vardı ama o alana o kadar girmiyordu. 10-11 kuvvetinde hava vardı. Bayağı bir sertti. Herkes malına sahip çıkar. Biz teknemizde yatıyorduk. Gece gündüz, babam da orada teknesinin başındaydı. Kafadan çekip atlayınca havada tuttum ben onu. Taksiciye artık ‘ölümüzü alırsın’ diyerek gittim. Öyle bir hava, filmlerde görmedim ki ben böyle fırtına. Çok büyük bir şeydi bu.” Diye konuştu.