Erol;”Saadet Partisi olarak bizler, bugüne kadar olduğu gibi, bugünden sonra da hatırlatmaları, uyarıları yapmaya devam edeceğiz.
Zira milletimiz, bize bu sorumluluğu yüklemiştir. Biz doğru muhalefet yapmanın gereğini harfiyen yerine getirecek ve iktidarı doğru işler yapması adına ikaz etmeye devam edeceğiz.
Evet dünden bugüne hep ikaz ettik, ne yazık ki hiç dinlemediler; ve maalesef bugün bu sebeple bu denli büyük problemlerle karşı karşıya bulunuyoruz.
Şimdi ne yapalım? “Oh olsun” mu diyelim? Bizim böyle bir siyasi karakterimiz yoktur!
Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da bizler, ülkemiz ve milletimiz lehine olan işleri destekleriz; eksikler ve hatalar varsa düzeltmeleri için uyarırız.
Türkiye’mizin aleyhine olan yanlış adımları engellemek için kararlılıkla mücadele ederiz.
Bu yolda da; asla “kınayanların kınamasına aldırmadan” her daim hakkı ve hakikati dile getiririz.
Milli Görüş budur, Saadet Partili olmak işte bunu gerektirir. Çünkü bizler, Türkiye’nin sigortası, insanımızın da güvencesiyiz.

EĞRİ CETVELDEN DOĞRU ÇİZGİ ÇIKMAZ

Şimdi altını çizerek ifade ediyorum; sadece “yeni” demekle yeni olunmuyor. Yeniliğin sözde değil özde olması lazım, lafta değil icraatta olması lazım.
Politikalar değişmediği sürece, isimlerin değişmesinin hiçbir anlamı olmaz, olmuyor, nitekim bugüne kadar da olmadı! Önemli olan isimlerin değil politikaların ve zihniyetin değişmesidir.
Zira özellikle son yıllarda defalarca tecrübe edildi ki, maalesef isimler değişse de yaklaşım değişmiyor, yaklaşım değişmeyince de sonuçlar değişmiyor! Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz, çıkmıyor!
Bu nedenle bizim için ne Meclis Başkanı’nın, ne Cumhurbaşkanı Yardımcısının ne de bakanların hiçbirinin dün bizimle aynı çatı altında siyaset yapmış olmaları bir şey ifade etmiyor; bizi bugün ne yaptıkları, nasıl yaptıkları ve yarın ne yapacakları ilgilendiriyor.
Hiçbirinin kılık kıyafeti, sakalı bıyığı, nereli ve kimlerden olduğu ilgilendirmiyor; bizi hangi adımı atacakları ilgilendiriyor.
Ekonomi bakanının gözlerinde ışıltı mı parlıyor yoksa şimşek mi çakıyor, biz ona değil; rant ekonomisini mi yoksa üretim ekonomisini mi tercih ettiklerine bakıyoruz.
Şimdi Soruyoruz:
-İşçinin, memurun, emeklinin hakkını hukukunu koruyacak, alın terinin karşılığını eksiksiz verecek misiniz, vermeyecek misiniz?
-İsraftan vazgeçecek; yolsuzluğun ve rüşvetin kökünü kazıyacak mısınız; yoksa “aynı tas aynı hamam” devam mı edeceksiniz?
-Gücü ve yandaşlığı esas alan adalet politikanız değişecek mi? Bundan sonra ehliyet ve liyakati esas alacak mısınız?
-Bundan sonra dış politikanız değecek mi? Şahsiyetli, dik duruşlu bir dış politika mı izleyeceksiniz, yoksa savrulmaya devam mı edeceksiniz? Mesela, D8’lerin güçlendirilmesi gündeminizde olacak mı?
-Aynı şekilde eğitim politikanız değişecek mi? Niceliği değil niteliği esas alacak mısınız?
-Tarım ve hayvancılığı bir milli güvenlik meselesi gibi değerlendirip, çiftçinin, üreticinin yüzünü güldürecek misiniz? Yoksa görmezden gelmeye devam mı edeceksiniz?
-Ahlaki ve manevi değerlerimizin tahribata uğraması, istismar edilmesi son bulacak mı? Aileyi ve kadını gerçek anlamda koruma altına alacak politikaları hayata geçirecek misiniz?

TBMM’de görev üstlenen 10 milletvekili arkadaşımız başta olmak üzere, tüm kadrolarımızla birlikte milletimizin hayrına olacak her adımın destekçisi olacak, aleyhine olacak en küçük yanlışın da karşısında duracak, hesabını da soracağız.
Yeni dönemde Saadet Partisi olarak, çok daha aktif ve etkili rol üstlenmeye kararlıyız. Milletimizin gerçek gündemlerini Meclis kürsüsünde ve her zeminde dile getireceğiz.
Ülkemizin acil çözüm bekleyen ve her geçen gün derinleşen problemlerine odaklanacak; algılarla, suni gündemlerle bunların üzerlerinin örtülmesine fırsat vermeyeceğiz.
“Yaşanabilir bir Türkiye”yi inşa etmek adına verdiğimiz mücadelemize devam ediyoruz ve aynı azim ve inançla bundan sonra da devam edeceğiz.
Biz yarım asırdır ne “nöbet yerinde uyuyakalanlardan” ne de zorlukları görünce “nöbet yerini terk edenlerden” olmadık, olmayacağız.