Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi ile İlahiyat Fakültesi ev sahipliğinde bugün Mevlânâ Celâleddîn Rûmî, 749. Vuslat yıl dönümünde konferans ve ney dinletisi ile anıldı.

BEÜ Farabi Kampüsündeki Doç. Dr. Ali Arslan Konferans Salonu'nda düzenlenen etkinliğe Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seyfullah Kara, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melih Geniş, senato üyeleri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.  Yoğun ilginin olduğu gözlenen etkinlikte Arş. Gör. Ömer Sami Uzuner konuşmacı olarak yer alırken, Arş. Gör. Dr. Metin Gündoğdu ney, Öğretmen Çağdaş İnal ise kanun dinletisi sundu.

Etkinliğin açılışında konuşan Rektör Özölçer, bugünkü etkinliğin Sarıkamış Harekâtının da yıl dönümüne denk gelmesi sebebiyle Sarıkamış'ta ki şehitleri anarak sözlerine başladı. Mevlânâ'nın 13. yüzyılda sunduğu öğretileriyle hala tüm dünyaya örnek bir İslam Alimi olduğunu ifade eden Rektör, Mevlânâ'nın yüzyıllar boyunca sevginin ve eşitliğin adeta bir simgesi haline geldiğini hatırlattı. Öğütlerine belki de en çok içinde bulunduğumuz yüzyılda ihtiyaç duyduğumuzu belirten Rektör Özölçer, Mevlânâ'yı anmak ve hatırlamakla birlikte asıl önemli olan şeyin öğretilerini hayatta uygulayabilmek olduğunun altını çizdi. Mevlânâ'nın 66 yıllık hayatı boyunca herkese örnek olduğunu dile getiren Rektör, konuşmasını ulvi bir kişilik olarak tanımladığı Mevlânâ'nın 'Sen, anılması güzel bir söz ol. Çünkü insan, kendisi hakkında söylenilen güzel sözlerden ibarettir' sözüyle tamamladı.

'İNSAN EBEDİYETE DOGRU YOL ALAN BİR VARLIK'

Etkinlikte konuşan Arş. Gör. Ömer Sami Uzuner Mevlânâ'ya göre insanın ebediyete doğru yol alan bir varlık olduğunu ve bu yolculuğun sonunda varacağı yerin Şeb-i Aruz olarak bilindiğini ifade etti. Hakk'a kavuşma anının vuslat olarak adlandırıldığını belirten Uzuner, bu nedenle vuslatı hüzünlenerek değil kutlayarak anmak gerektiğini sözlerine ekledi. Uzuner konuşmasının sonunda Mevlânâ'nın herkese kucak açan bir alim olduğunu ve "gel ne olursan ol yine gel" anlayışının tüm öğretilerinin merkezinde yer aldığını hatırlattı.